"Tarihin tüm şairleri, tüm toprakların şairleri yakut dudaklar ve inci gibi beyaz dişlerle yazarlar"... Dali'nin bu dörtlüğünden esinlenerek tasarladığı bu broş toplamda 400'ün üstünde Avusturya yakutu ve altın üstüne oturtulmuş beyaz incilerden oluşmaktadır. 1949 yılında yapılan bu broş sürrealist bir gerçeklikle tasarladığı mücevherlerindendir. Dünyaca ünlü bu dahi ressam sanatın bir çok dalında yeniliklere imza atarken bir yandan da diş hekimliğinde estetiğe de farklı bir bakış açısı getirmiş.
Diş hekimliğinde klinisyenlere yönelik basit, pratik, kolay uygulamalar, çözümler, vakalar...
24 Temmuz 2012 Salı
Salvador Dali'nin İnci Gibi Dişleri Vardı
"Tarihin tüm şairleri, tüm toprakların şairleri yakut dudaklar ve inci gibi beyaz dişlerle yazarlar"... Dali'nin bu dörtlüğünden esinlenerek tasarladığı bu broş toplamda 400'ün üstünde Avusturya yakutu ve altın üstüne oturtulmuş beyaz incilerden oluşmaktadır. 1949 yılında yapılan bu broş sürrealist bir gerçeklikle tasarladığı mücevherlerindendir. Dünyaca ünlü bu dahi ressam sanatın bir çok dalında yeniliklere imza atarken bir yandan da diş hekimliğinde estetiğe de farklı bir bakış açısı getirmiş.
20 Temmuz 2012 Cuma
Çocuklara Diş Fırçalamasını Sevdirmenin 10 Yolu
10. Öncelikle düzenli bir diş muayenesi takvimi (tüm aile bireylerinin gideceği) düzenleyin. Böylece çocuklar düzenli olarak diş kontrollerine gitmeleri gerektiğini öğrenirler.
9. Güzel gülüşlerinizin olduğu aile fotoğraflarınızı çekin ve onları çocukların da görebileceği yerlere koyun.
8. Mutlaka bir akşam tüm aile birlikte dişlerinizi fırçalayın.
7. Şekerli sakızları ve diğer şekerli ürünleri içinde xylitol bulunan sakızlarla ve daha sağlıklı ürünlerle değiştirin.
6. Diş hekiminizin anlattığı şekilde diş ipini çocuğunuza anlatın onun yanında dişlerinizi diş ipi ile de temizleyin.
5. Çocuğunuzun ortodontik diş kontrollerini planlayın. Mutlaka en az 7 yaşında ortodontik kontrol için diş hekiminize baş vurun.
4. Çocuğunuzla beraber bütün bir elmayı (ayrı ayrı elmalar) ısırın ve elmadaki ısırık izlerini karşılaştırın. Sağlıklı dişler sayesinde elmaları böyle kolaylıkla ısırabildiğimizi anlatın.
3. Yaklaşık 2 dakika süren bir çocuk şarkısı bulun (Pepee'nin şarkıları olabilir :) ) şarkıyla birlikte çocuğunuzun dişleri fırçalamasını sağlayın. Böylece çocuğunuz şarkının bitmesiyle fırçalamayı bitirir ve fırçalamanın ne kadar sürmesi konusunda istemsiz olarak bir alışkanlık edinmiş olur.
2. Çocuğunuza ilgi çekici renkli (üzerinde sevdiği kahramanların bulunduğu) fırçalar alıp diş fırçalamayı onun için cazip hale getirin.
1. Hekiminizin anlattığı gibi zamanı geldiğinde fırçaların değişmesi gerektiğini çocuğunuza anlatın. Yeni diş fırçası almaya birlikte gidin ve fırça seçimini ona bırakın.
17 Temmuz 2012 Salı
Görevimiz Tehlike: Kanalda Kırılan Eğeyi Çıkarmak
Endodontik tedavilerde kanal içerisinde eğe kırılmaları klinisyenlerin az da olsa karşılaştıkları bir durum olabiliyor. Çoğu zaman da eğeyi kanal içerisinden çıkarmak gözümüze zor geliyor. Bununla beraber birçok vakada eğeleri kanal içerisinden çıkarmak sanıldığı kadar zor olmamakta. Sıklıkla takip ettiğim The EndoBlog sitesinde sağ üst birinci molar dişin mezyobukkaldeki ikinci kanalın (4.kanal) servikal bölgesinde kırılan eğenin çıkarılmasıyla ilgili bir vaka paylaşılmış. Tabii ki burada eğenin kanal içerisindeki kırılma yeri önemli de olsa, pratiklik açısından en azından klinisyenlere koronal kısıma yakın bölgedeki eğelerin çıkarılmasında yol gösterici bir vaka olarak karşımıza çıkıyor.
Bu vakada hastanın üst sağ birinci molar dişindeki ikinci mezyobukkal kanalda eğe kırılmış. Eğe aşağıdaki filmde görüldüğü gibi kanalın koronal üçlüsünde kırılmış.
Hekim ayrıca bu sitede sıklıkla bahsettiği gibi mikroskop da kullanarak koronalden kırılan eğenin iyi bir görüntüsünü elde ediyor.
Hekim buradaki amacın öncelikle eğeye kesinlikle dokunmadan eğenin etrafındaki dentin dokusunun kaldırılarak eğenin hareketlenmesine izin vermek, daha sonra da eğeyi ultrasonik titreşimlerle hareketlendirilerek kanaldan çıkarmak olduğunu belirtiyor. Bu yüzden öncelikle eğenin etrafındaki dentin dokusu ultrasonik aletler ile 2-3 mm kaldırılıyor ki eğe daha sonra tekrar uygulanacak olan vibrasyonla hareketlenip kanaldan çıkabilsin. Bu aşamada dentin kaldırılırken eğeye dokunmamak çok önemli çünkü eğeye dokunulduğunda eğenin koronal parçası kırılıp çıkarılma işlemi güçleşebilir. Eğeye dokunulmadan çevredeki dentin bir miktar kaldırılıyor. Çevresinden 2-3 mm dentin kaldırılan eğenin en apikal kısmına ultrasonik uç yerleştirilerek eğeye titreşim veriliyor ve alet kolayca kanaldan çıkarılıyor.
Eğe çıkarıldıktan sonra dişten çekilen film de kanalın etrafında açılan 2-3 mm alan rahatlıkla görülmekte.
Her ne kadar kırılan aletin kanal içerisindeki yeri önemli olsa da bu vakadaki gibi koronal kısma yakın kırılmalarda bu tip tedaviler klinisyenler için uygulanması basit ve kolay bir yöntem olarak ortaya çıkmakta. Tabii bu uygulama yapılırken eğenin çevresindeki dentin çok dikkatli bir şekilde açılmalı. Preparasyon yapılırken eğeye dokunulmaktan kaçınılmalı ayrıca genişletilme yapılırken perforasyon riski her zaman göz önünde tutulmalıdır.
Kaynak: http://www.theendoblog.com/2009/07/removing-broken-endodontic-file.html
Bu vakada hastanın üst sağ birinci molar dişindeki ikinci mezyobukkal kanalda eğe kırılmış. Eğe aşağıdaki filmde görüldüğü gibi kanalın koronal üçlüsünde kırılmış.
Hekim ayrıca bu sitede sıklıkla bahsettiği gibi mikroskop da kullanarak koronalden kırılan eğenin iyi bir görüntüsünü elde ediyor.
Hekim buradaki amacın öncelikle eğeye kesinlikle dokunmadan eğenin etrafındaki dentin dokusunun kaldırılarak eğenin hareketlenmesine izin vermek, daha sonra da eğeyi ultrasonik titreşimlerle hareketlendirilerek kanaldan çıkarmak olduğunu belirtiyor. Bu yüzden öncelikle eğenin etrafındaki dentin dokusu ultrasonik aletler ile 2-3 mm kaldırılıyor ki eğe daha sonra tekrar uygulanacak olan vibrasyonla hareketlenip kanaldan çıkabilsin. Bu aşamada dentin kaldırılırken eğeye dokunmamak çok önemli çünkü eğeye dokunulduğunda eğenin koronal parçası kırılıp çıkarılma işlemi güçleşebilir. Eğeye dokunulmadan çevredeki dentin bir miktar kaldırılıyor. Çevresinden 2-3 mm dentin kaldırılan eğenin en apikal kısmına ultrasonik uç yerleştirilerek eğeye titreşim veriliyor ve alet kolayca kanaldan çıkarılıyor.
Eğe çıkarıldıktan sonra dişten çekilen film de kanalın etrafında açılan 2-3 mm alan rahatlıkla görülmekte.
Her ne kadar kırılan aletin kanal içerisindeki yeri önemli olsa da bu vakadaki gibi koronal kısma yakın kırılmalarda bu tip tedaviler klinisyenler için uygulanması basit ve kolay bir yöntem olarak ortaya çıkmakta. Tabii bu uygulama yapılırken eğenin çevresindeki dentin çok dikkatli bir şekilde açılmalı. Preparasyon yapılırken eğeye dokunulmaktan kaçınılmalı ayrıca genişletilme yapılırken perforasyon riski her zaman göz önünde tutulmalıdır.
Kaynak: http://www.theendoblog.com/2009/07/removing-broken-endodontic-file.html
13 Temmuz 2012 Cuma
Günün Tarifi: Seramik Lamina Preparasyonu
Günün tarifi Seramik Lamina Preparasyonu. Youtube'da Doktor David Gerdolle'nin videosunda uugulanması zor tedavilerden biri olan tek taraflı santral kesici diş preparasyonunun videosu paylaşılmış. Özellikle preparasyonun mine yüzeyindeki derinliğinin dişin tüm yüzünde aynı olmasını sağlayan rehber oluklarının mezyo-distal yönde oluşturulması klinik açıdan oldukça pratik.
7 Temmuz 2012 Cumartesi
Diş Hekimliğinde Numaralandırma Sistemleri
Bilindiği üzere ülkemiz diş hekimliğinde sürekli dişlerde numaralandırma sistemi olarak FDI'ın önermiş olduğu FDI numaralandırma sistemi kullanılmaktadır. Buna karşın uluslararası diş hekimliğinde kullanılmakta olan 2 farklı diş numaralandırma sistemi daha bulunmaktadır. Özellikle ABD'de kullanılan ADA tarafından kabul edilen üniversal numaralandırma sistemi ABD kaynaklı makalelerde sıklıkla kullanılmaktadır. ADA'nın kabul ettiği bu numaralandırma sistemi Kuzey Amerika kaynaklı diş hekimliği makalelerinde ve araştırmalarında kullanıldığı için bu yayınları okuyan hekimlerin bu numaralandırma sistemini bilmeleri önemli olmaktadır. Bu makalede uluslararası diş hekimliğinde kabul görmüş 3 farklı dental numaralandırma sisteminden bahsetmek istedik.
1. FDI Numaralandırma Sistemi (Federation Dentaire Internationale Numbering System)
FDI'ın kabul ettiği bu sistemde dişler çift haneli sayılarla ifade edilir. Diş hekimliğindeki her branşda kullanılan bu sistemde her yarım çene bir numara ile ifade edilir. Ülkemizde de kullanılan bu sistemde bilindiği üzere sağ üst çene 1, sol üst çene 2, sol alt çene 3, sağ alt çene 4 rakamlarıyla temsil edilir. Bu yarım çenedeki dişler; santral dişler 1, üçüncü molar dişler de 8 olacak şekilde temsil edilerek bulunduğu çeneyi temsil eden rakamın yanına yazılıp çift haneli bir sayı ile belirtilmiş olunur. Ülkemizde de kullanılan bu sistem uluslararası alanda (Kuzey Amerika hariç) kabul edilen numaralandırma sistemidir. Ayrıca ISO-3950 numaralandırma sistemi olarak da bilinmektedir.
2. Üniversal Numaralandırma Sistemi (Universal Numbering System)
Amerikan Diş Hekimleri Birliği (ADA) tarafından kabul edilen bu sistem daha çok ABD'de kullanılmaktadır. Bu sistemde numaralandırma FDI'ın sistemi gibi 4 yarım çene üzerinden yapılmaz. Dişlerin numaralandırılması sağ üst en arka dişe (3.molar) 1 numarası verilecek şekilde başlar ve tüm arkı dolaşarak sol üst en arka diş (3.molar) 16 olacak şekilde devam eder. Numaralandırma buradan sol alt çene en arka dişle devam eder ve FDI numaralandırmasında 38 olarak temsil edilen üçüncü molar diş 17 sayısı ile temsil edilir. Numaralandırma buradan üst arktakinin aksine soldan sağa devam eder orta hattı geçip sağ alt çene üçüncü molar dişe 32 sayısı verilerek biter. Bu numaralandırma sisteminde her bir diş çene arkında olmasa bile numaralandırılması gerekir. Örnek olarak sağ üst üçüncü molar diş yoksa numaralandırma bir öndeki ikinci büyük azı dişinden 2 sayısı ile başlar ve devam edilir.
3. Palmer Numaralandırma Sistemi (Palmer Notation Numbering System)
Her ne kadar FDI sistemiyle beraber önemini kaybetse de özellikle Birleşik Krallık'ta olmak üzere hala bazı ortodontistler, pedodontistler ve çene cerrahları tarafından kullanılan bu uygulama ilk olarak Macar diş hekimi Adolf Zsigmondy tarafından 1861 yılında ortaya konmuştur. ABD Ohio'lu diş hekimi Corydon Palmer tarafından ise geliştirilmiştir. Bu sistemde de numaralandırma 4 yarım çeneye bölünerek yapılmaktadır. Yine aynı şekilde numaralandırma orta hatta en yakın dişin (santral diş) 1 ile numaralandırılması ile başlar ve en arka dişin (3.molar diş) 8 ile temsil edilmesiyle son bulur. Bununla beraber her diş bulunduğu konumu temsilen sayısının içinde bulunduğu şekilleriyle (┘└ ┐┌) temsil edilir. Ayrıca Macar diş hekimi Zsigmondy 1861 yılında yapmış olduğu bu sistem ile süt dişleri de romen rakamlarıyla temsil edilmiş, Palmer ise bu sistemin kullanımı daha kolay olsun diye bunu A, B, C, D, E ile değiştirmiştir.
1. FDI Numaralandırma Sistemi (Federation Dentaire Internationale Numbering System)
FDI'ın kabul ettiği bu sistemde dişler çift haneli sayılarla ifade edilir. Diş hekimliğindeki her branşda kullanılan bu sistemde her yarım çene bir numara ile ifade edilir. Ülkemizde de kullanılan bu sistemde bilindiği üzere sağ üst çene 1, sol üst çene 2, sol alt çene 3, sağ alt çene 4 rakamlarıyla temsil edilir. Bu yarım çenedeki dişler; santral dişler 1, üçüncü molar dişler de 8 olacak şekilde temsil edilerek bulunduğu çeneyi temsil eden rakamın yanına yazılıp çift haneli bir sayı ile belirtilmiş olunur. Ülkemizde de kullanılan bu sistem uluslararası alanda (Kuzey Amerika hariç) kabul edilen numaralandırma sistemidir. Ayrıca ISO-3950 numaralandırma sistemi olarak da bilinmektedir.
2. Üniversal Numaralandırma Sistemi (Universal Numbering System)
Amerikan Diş Hekimleri Birliği (ADA) tarafından kabul edilen bu sistem daha çok ABD'de kullanılmaktadır. Bu sistemde numaralandırma FDI'ın sistemi gibi 4 yarım çene üzerinden yapılmaz. Dişlerin numaralandırılması sağ üst en arka dişe (3.molar) 1 numarası verilecek şekilde başlar ve tüm arkı dolaşarak sol üst en arka diş (3.molar) 16 olacak şekilde devam eder. Numaralandırma buradan sol alt çene en arka dişle devam eder ve FDI numaralandırmasında 38 olarak temsil edilen üçüncü molar diş 17 sayısı ile temsil edilir. Numaralandırma buradan üst arktakinin aksine soldan sağa devam eder orta hattı geçip sağ alt çene üçüncü molar dişe 32 sayısı verilerek biter. Bu numaralandırma sisteminde her bir diş çene arkında olmasa bile numaralandırılması gerekir. Örnek olarak sağ üst üçüncü molar diş yoksa numaralandırma bir öndeki ikinci büyük azı dişinden 2 sayısı ile başlar ve devam edilir.
3. Palmer Numaralandırma Sistemi (Palmer Notation Numbering System)
Her ne kadar FDI sistemiyle beraber önemini kaybetse de özellikle Birleşik Krallık'ta olmak üzere hala bazı ortodontistler, pedodontistler ve çene cerrahları tarafından kullanılan bu uygulama ilk olarak Macar diş hekimi Adolf Zsigmondy tarafından 1861 yılında ortaya konmuştur. ABD Ohio'lu diş hekimi Corydon Palmer tarafından ise geliştirilmiştir. Bu sistemde de numaralandırma 4 yarım çeneye bölünerek yapılmaktadır. Yine aynı şekilde numaralandırma orta hatta en yakın dişin (santral diş) 1 ile numaralandırılması ile başlar ve en arka dişin (3.molar diş) 8 ile temsil edilmesiyle son bulur. Bununla beraber her diş bulunduğu konumu temsilen sayısının içinde bulunduğu şekilleriyle (┘└ ┐┌) temsil edilir. Ayrıca Macar diş hekimi Zsigmondy 1861 yılında yapmış olduğu bu sistem ile süt dişleri de romen rakamlarıyla temsil edilmiş, Palmer ise bu sistemin kullanımı daha kolay olsun diye bunu A, B, C, D, E ile değiştirmiştir.
Klinik İpucu: Kırık Köklerin Tespitinde Klinik İpuçları
Klinik açıdan kök kırıklarının teşhisi çoğu zaman zor olmaktadır. Diş hekimleri açısından köklerdeki bu kırıkların tespiti, tedavinin diş çekimi olması nedeniyle önemlidir. Günümüzde hastaların ağız ve diş sağlığı hakkında bilinçlenmesiyle, tedavisinin diş çekimi olan bu tip vakalarda hastaya kök kırıklarının varlığının klinik olarak gözlenen semptomlarla anlatılması oldukça önem kazanmaktadır. Bu yüzden aşağıda kök kırıklarında gözlenen en temel ayırt edici klinik semptomları paylaştık.
Kök kırıklarında gözlenen semptomlar:
1. J-şeklinde oluşmuş ya da geniş lateral lezyonlar
2. Derin ve dar periodontal cep oluşumu
3. Kökün kırık alanına komşu marjinal kenarda şişlik oluşması
4. Bu şişliğin antibiyotik kullanımına rağmen geçmemesi
www.theendoblog.com sitesinde bu kırıkların tespiti ile ilgili bir vaka paylaşılmış.
Bu vakada hastanın sol alt birinci büyük azı dişinin marjinal kenarında antibiyotik kullanımına rağmen geçmeyen şişlik görülmektedir. Hasta birkaç gün boyunca antibiyotik kullandığını belirtmiş. Bununla beraber hekim hastaya kullandığı antibiyotikleri klindamisin ile değiştirip kullanmasını söylemiş.
Hasta birkaç gün klindamisin kullanmasına rağmen şişlik geçmemiş. Bu aşamada hekim şişliğin kök kırığından oluştuğundan emin olduğunu belirtiyor. Hekim ayrıca bu aşamada eğer şişliğin endondontik ya da periodontik bir olaydan kaynaklansaydı kullanılan antibiyotiklerin şişliği iyileştireceğini açıklıyor.
Bu bölgeden alınan röntgende ise sol alt birinci büyük azı dişin distal kökünde marjinal kenarda oluşmuş şişlik ile komşu bölgede lateral bir lezyon olduğu gözlenmekte. Tüm bu semptomlarla beraber hastaya kökündeki kırık nedeniyle dişin çekilmesi gerektiği anlatılmış ve diş çekimi gerçekleştirilmiş.
Kök kırıklarının tespiti; sonucu çekim olabilecek bir vakada yanlış yere koruyucu tedavi uygulanıp hastaya hem maddi açıdan hem de zaman açısından sorun oluşturmamak açısından önemlidir. Bu yüzden özellikle diş etinin marjinal kenarında antibiyotik kullanımında dahi geçmeyen şişlik varlığında kök kırığının sorgulanması klinisyenlerin başarısı için önemli olmaktadır.
Kaynak: http://www.theendoblog.com/2010/08/clinical-clues-for-identifying.html
Kök kırıklarında gözlenen semptomlar:
1. J-şeklinde oluşmuş ya da geniş lateral lezyonlar
2. Derin ve dar periodontal cep oluşumu
3. Kökün kırık alanına komşu marjinal kenarda şişlik oluşması
4. Bu şişliğin antibiyotik kullanımına rağmen geçmemesi
www.theendoblog.com sitesinde bu kırıkların tespiti ile ilgili bir vaka paylaşılmış.
Bu vakada hastanın sol alt birinci büyük azı dişinin marjinal kenarında antibiyotik kullanımına rağmen geçmeyen şişlik görülmektedir. Hasta birkaç gün boyunca antibiyotik kullandığını belirtmiş. Bununla beraber hekim hastaya kullandığı antibiyotikleri klindamisin ile değiştirip kullanmasını söylemiş.
Hasta birkaç gün klindamisin kullanmasına rağmen şişlik geçmemiş. Bu aşamada hekim şişliğin kök kırığından oluştuğundan emin olduğunu belirtiyor. Hekim ayrıca bu aşamada eğer şişliğin endondontik ya da periodontik bir olaydan kaynaklansaydı kullanılan antibiyotiklerin şişliği iyileştireceğini açıklıyor.
Bu bölgeden alınan röntgende ise sol alt birinci büyük azı dişin distal kökünde marjinal kenarda oluşmuş şişlik ile komşu bölgede lateral bir lezyon olduğu gözlenmekte. Tüm bu semptomlarla beraber hastaya kökündeki kırık nedeniyle dişin çekilmesi gerektiği anlatılmış ve diş çekimi gerçekleştirilmiş.
Kök kırıklarının tespiti; sonucu çekim olabilecek bir vakada yanlış yere koruyucu tedavi uygulanıp hastaya hem maddi açıdan hem de zaman açısından sorun oluşturmamak açısından önemlidir. Bu yüzden özellikle diş etinin marjinal kenarında antibiyotik kullanımında dahi geçmeyen şişlik varlığında kök kırığının sorgulanması klinisyenlerin başarısı için önemli olmaktadır.
Kaynak: http://www.theendoblog.com/2010/08/clinical-clues-for-identifying.html
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)